Sağlık Bakanlığında yaklaşık 180 bin sürekli işçinin yetkili sendikası olan Öz Sağlık İş Sendikası, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda da 26 bin işçinin yetkisini elinde bulunduruyor.
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, engelli ve yaşlı hizmetleri gibi dezavantajlı gruplara hizmet veren ve insanüstü bir çaba ile görev yapan sosyal hizmet emekçilerinin maaşlarının, kendi toplu iş sözleşmesinin döneminden ve asgari ücrette art arda gelen yükselişten dolayı asgari ücret seviyesine düşmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, bu duruma sessiz kalmayacaklarını ifade etti.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle toplumun birçok kesimine yapılan refah payı düzenlemesinden ne yazık ki sosyal hizmet emekçileri yararlanamamışlardır.
Toplumun dezavantajlı kesimlerine, devletin kendilerine emanet ettiği yaşlı, engelli, çocuk ve mağdur vatandaşlara hizmet eden, 24 saatin her anında büyük bir samimiyet, özveri ve olağanüstü çaba ile görevlerini yerine getiren sosyal hizmet işçilerinin aldıkları ücret şu an asgari ücret seviyesine düşmüştür
Önümüzdeki günlerde imzalanacak olan yeni dönem Kamu Çerçeve Protokolünden 1 Ocak itibariyle yararlanacak işçilerin ücretleri ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde 17 Nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler İşkolunda çalışan işçilerin ücretleri arasındaki makas daha da açılacak ve 26 binin üzerindeki sosyal hizmet işçisi dışlanmış, ötekileştirilmiş olacaklardır.
Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde 10 Nolu işkolunda çalışan işçilerin de Kamu Çerçeve Protokolünden 1 Ocak 2023 tarihi itibaren yararlanacak olmaları aynı Bakanlığa bağlı olarak çalışan işçilerin arasındaki maaş farkını arattıracak, çalışma barışını bozacaktır.
Personel yetersizliği nedeniyle insanüstü ve aralıksız çalışan, iki katı efor sarf eden sosyal hizmet işçilerinin bu ağır çalışma koşullarına bir de ağır ekonomik sıkıntılar eklenmiştir.
Yetkili Sendika olarak bir süreden beri pek çok girişimde bulunduk, yaptığımız ziyaretlerde anlattık, raporlar sunduk. Ancak tarafımıza bu konuda olumlu bir dönüş henüz yapılmadı.
Ülkemizin girdiği seçim sürecinde üst üste açıklanan müjdelerde sosyal hizmet işçilerine yönelik maalesef herhangi bir müjde de henüz verilmedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarına sunmuş olduğumuz karşılaştırmalı raporlarda konunun ehemmiyeti ve aciliyeti karşısında henüz bir adım atılmamış olması, aileleri ile birlikte 150 bin kişiyi bulan bir kitleyi mağdur etmeye devam ediyor.
Ağır ekonomik koşullar altında her geçen gün daha da ezilen sosyal hizmet işçisinin artık bekleyecek takati kalmadı.
Mevcut toplu sözleşmeye yapılacak Ek Protokol ile sorun çözülür, sosyal hizmet işçileri de toplumun diğer kesimleri gibi bir nebze olsun rahatlayabilir.
Önümüzdeki günlerde imzalanmasını beklediğimiz 2023 dönemi Kamu Çerçeve Protokolüne eklenecek bir madde ile sosyal hizmet işçilerinin asgari ücretin artışı karşısında yaşadıkları bu mağduriyete son vermek de mümkün olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza çağrımızdır:
Lütfen bu mağduriyete, bu unutulmuşluğa izin vermeyin.
Şefkatle, merhametle, gecesini gündüzüne katarak devletin emanet ettiği yaşlılara, engellilere, kimsesiz yavrulara, mağdur olmuş vatandaşlara hizmet veren bu zümrenin yüzünü güldürün, çifte bayram yaşatın”.