Psikiyatri uzmanı Sezai Berber, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Sosyal bilimciler 90'lı yıllardan sonra kapitalizmin yeni bir evreye girdiğini söylüyorlar. Bu evrenin üç temel özelliği var: Belirsizlik, güvensizlik ve güvencesizlik. Bunlar, insanların atomize olmasına, yani bireyselleşmesine, yalnız kalmalarına neden oluyor ve bu da insanların intihar riskini artırabiliyor."
Berber ayrıca, intiharların klasik verilere göre 15-25 yaş arasında en yüksek seviyeye ulaştığını ve daha sonra yaşla orantılı olarak arttığını belirtiyor. "Yaş ilerledikçe, insanların bir şeyleri başarabilme kapasitesi azalıyor ve yaş ilerledikçe intiharların artma eğiliminde olduğunu görüyoruz" diyor.
Uzmanlar, intiharların siyasetten bağımsız düşünülemeyeceğini vurguluyorlar ve mevcut durumda insanların umutsuzluğa ve çaresizliğe sürüklendiğine dikkat çekiyorlar. İntihara yol açan birçok farklı neden bulunsa da, bunların bir araya gelerek intiharların umutsuzluk ve çaresizlik sonucu meydana geldiğini belirtiyorlar.
Doktor intiharlarının sayısının fazla olduğunu kaydeden Berber, “İntiharlar da uzmanlık alanına göre Yurtdışında bazı ülkelerde psikiyatristler, bazılarında anestezistler fazlalıkta. Avrupa’da, Türkiye’de ve birçok yerde anestezistler birinci sırada yer alıyor” dedi. Berber, “Son zamanlardaki belirsizlik, öğrencilerin yaşam koşulları intiharları tetikliyor. Özellikle tıp öğrencilerinde intiharlar 2. ve 3. sınıflarda daha çok. Bu nedenle Amerika’da bazı üniversiteler, öğrencilerine yönelik okulda koruma programları yapıyorlar. Türkiye’de ne yazık ki intiharları önlemeye yönelik sistem kurulamadı” diye konuştu.
‘YAPILMASI GEREKENLER VAR’
Medyaya yansımayan sayıca fazla polis intiharları olduğuna dikkat çeken psikiyatri uzmanı Sezai Berber, “Yasalar başka, bir üst amir başka şey söylüyor. Onun bir üstü ise tam tersini. Silivri Emniyet müdürü böyle intihar etmişti. Elinin altında silah olması da durumu kolaylaştırıyor” ifadelerini kullandı. Berber, intiharların önemli bir kısmının devlet politikalarıyla önlenebileceğinin altını çizerek “Daha sosyal devlet olduğunda, gençlerin önü açıldığında, tedaviye ulaşabildiklerinde, iş bulabildiklerinde tamamen sıfırlanır demiyorum ama mutlaka oranlar azalır. Buna yönelik program, siyasi irade, planlama gibi devletin ve kurumların yapması gerekenler var” dedi.
