Eğilmez'e göre, bu dönemde Türkiye iktidarının önünde iki ana yol bulunuyor:
Birincisi, ekonomide küçülmeyi ve işsizliği kabullenmek. Bu yaklaşım, ekonominin olumsuz etkilerini azaltmayı ve ekonomik toparlanma için daha uzun bir süreyi içerebilir.
İkincisi ise, faiz artırımlarından vazgeçerek ekonomiyi mevcut haliyle sürdürmeye çalışmak. Bu yaklaşım, kısa vadeli büyümeyi teşvik edebilir, ancak enflasyon ve döviz kurlarındaki artış gibi sorunlara yol açabilir.
Eğilmez'in kanaati, ikinci seçeneğin şu an için daha fazla tercih edildiği yönünde.
Ekonomist ve Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez'e göre, Türkiye'nin ekonomik geleceği hakkında zorlu bir karar aşamasına gelindi. Eğilmez'e göre, siyasi iktidar iki ana seçenek arasında tercih yapmak zorunda:
Birinci seçenek, ekonomik küçülmeyi ve işsizliği kabul etmek. Bu yaklaşım, kısa vadede olumsuz etkilere yol açsa da uzun vadede ekonomik toparlanmayı sağlayabilir.
İkinci seçenek ise, faiz artırımlarından vazgeçerek ekonomiyi mevcut haliyle sürdürmeye çalışmak. Bu yaklaşım, kısa vadeli büyümeyi teşvik edebilir, ancak enflasyon ve döviz kurlarındaki artış gibi sorunları da beraberinde getirebilir.
Eğilmez'e göre, Türkiye'nin ekonomik durgunluğunun artması ve büyüme hızının düşmesiyle birlikte, iktidarın ikinci seçeneği tercih etme olasılığı daha yüksek görünüyor.
Eğilmez'in ilgili yazısı şöyle:
Dışarıda iç piyasayı etkileyen iki önemli olay var: Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail-Filistin Savaşı. Bunlara ek olarak Almanya’da resesyon, Avrupa genelinde durgunluk, Çin ekonomisinin borç sıkıntıları ve daha başka olaylar da iç piyasa üzerinde etkili. Bunların etkisi başlıca iki alanda görülüyor: Kurlar yükseliyor, petrol fiyatı artıyor. ABD ekonomisi, gelişmiş ekonomiler arasında en sağlam görünen ekonomi konumunda olduğu için dolar diğer paralara göre prim yapıyor.
Dolar Endeksi (DXY) bir süredir 106 dolayında bulunuyor (100’ün üstü doların 6 önemli paraya karşı prim yatığının göstergesi.) Euro/dolar paritesi 105 düzeyine indi ve orada devam ediyor. Altın, doların durumuna göre inişler ve çıkışlar gösterse de özellikle İsrail-Filistin Savaşı’nın başlamasıyla o da prim yapmaya yöneldi. Aslında bu gibi durumlarda altın daha fazla prim yapar ama insanlar doları sağlam gördükleri için onu tercih ediyorlar.
Bu durumun ortaya çıkmasında Fed’in tutarlı, hiçbir sürprize yer vermeyen, şeffaf yaklaşımlarının büyük etkisi var kuşkusuz. Petrol ve doğalgaz rezervlerinin ortasında yaşanan iki önemli bölgesel savaşın yarattığı olumsuz ortam petrol ve doğalgaz fiyatlarının da artmasına yol açtı.