Memur-Sen Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantılar sırasında önce sendika genel başkanları Başkanlar Kurulu'nda bir araya geldi. Ardından sendika yönetim kurulu üyelerinin yer aldığı Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısı düzenlendi. Toplantılarda, Kamu İşveren Heyeti'nin yüzde 15+10 ve yüzde 6+5 oranındaki ikinci zam teklifinin yanı sıra Memur-Sen ve bağlı sendikaların talepleri masaya yatırıldı. Refah payının teklif içinde yer almadığı ve teklifin yetersiz olduğu konusunda görüş birliği sağlandı. Ayrıca, kira yardımı gibi diğer taleplerin teklifte yer almaması da ele alındı.

Toplantıların ardından yayımlanan bildiride ise sunulan tekliflerin Merkez Bankası'nın 2024 ve 2025 enflasyon tahminlerinin altında olduğu belirtildi. Ayrıca, Kamu İşveren Heyeti'nin kamu görevlilerinin satın alma gücünü artırma hedefine ulaşamadığı ifade edildi. Bildiride, enflasyonun baskısı karşısında sunulan zam tekliflerinin de altı aylık dönemler halinde sunulmasına rağmen, Kamu İşveren Heyeti'nin refah payı ve enflasyon tahminlerinin altında teklif sunmasının anlaşılmaz olduğu belirtildi.

"Refah Payı alım gücünün yükselmesi mümkün değildir"

Enflasyon farkının, kamu görevlisinin geçmişten kaynaklı alacağı olduğu vurgulanan metinde "Refah payı olmadan kamu görevlilerinin enflasyonu yenmesi ve alım gücünü yükseltmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın da Seçim Beyannamesinde yer verdiği Refah Payı vaadi, Türkiye'nin öngörülen büyüme rakamları gözetilerek bu Toplu Sözleşmede mutlaka masaya teklif olarak gelmelidir" ifadeleri yer aldı.

Memur-Sen'in oransal zam dışındaki diğer taleplerinin de hatırlatıldığı bildiride ayrıca şu ifadeler yer aldı:

"Genele ilişkin toplu sözleşme tekliflerimiz arasında yer alan 1. dereceye gelen kamu görevlilerine 3600 Ek Gösterge verilmesi, disiplin affının gerçekleştirilmesi, Görevde Yükselme ve Ünvan Değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapılması, Mobbing İzleme Kurullarında sendika temsilcilerinin bulunması, TOKİ konutlarında memurlara öncelik verilmesi konularının yetkili Konfederasyon ile çalışılarak hayata geçirilecek olmasını önemli buluyoruz. Çalışanı, emeklisi ve aileleriyle birlikte 25 milyonu aşan bir kitlenin hak ve menfaatlerini korumak için müzakere sürecini sonuna kadar işletmekte kararlıyız ve örgütlü gücümüzü sahaya taşıyacak sendikal hakkımız olan her türlü eylemi kullanmayı gündemimizde tutuyoruz. Kamu personelinin emeğine karşılık aldığı ücretin, ekonomik sıkılaşma politikalarının tasarruf kalemine dahil edilmesi anlayışı derhal terk edilmelidir. Alın terinin hakkından tasarruf olmaz."

Kararlılığın vurgulandığı bildiride, "Memur-Sen olarak sürece dair kararlığımızı sürdürüyor, umudumuzu da korumak istiyoruz. Bunun için Kamu İşverenine; gerek genele ilişkin başta kira yardımı, bayram ikramiyesi, 8.077 TL seyyanen zammın emeklilere yansıtılması ve diğer tekliflerimizin kabul edilebilir biçimde revize edilmesi, gerek hizmet kollarına ilişkin süreçte somut adımlar atılması, sürecin son dakikaya bırakılmadan hızlı ve verimli bir şekilde sonuçlandırılması çağrısında bulunuyoruz. Toplu Sözleşme Masasından hayal kırıklığıyla mı yoksa emeğin kıymetinin karşılık bulduğu, adaletin tesis edildiği bir zeminde mi kalkılacağını belirleyecek olan Kamu İşvereninin tutumu olacaktır." ifadelerine yer verildi.