Sözleşmeli sistem, daha yasalaşmadan önce bile "Sağlık Bakanlığı ve sağlık sektöründeki başarıların sonu olabilir" gibi eleştirilere rağmen uygulanmıştır. Bu sistem bugün sağlık sisteminin temelini sarsmış durumda ve muhtemelen bir sonraki seçime kadar Ak Parti'ye yöneltilen eleştirilerin başında gelmekle kalmayıp, belki de iktidarın kaybına yol açacak en büyük faktör olarak ön plana çıkacaktır.

Sözleşmeli yöneticilik sistemi, sahadaki iş barışını yok etmiştir. Sağlık personelinin kariyer yapma ve yükselme motivasyonu kaybedilmiştir. Sağlıkla ilgisi olmayan kişilerin "Biz de söz sahibi olacağız" düşüncesiyle getirdiği 663 sayılı yasa sonucunda sağlık sistemi içler acısı bir hale dönüşmüştür. Kısacası, bu sistem sağlık sektöründe liyakati, adaleti ve kariyer inancını yok etmiştir.

Bugün sağlık personelinin yaklaşık her 10 kişisine, ekonomik ve genel hakları dışında yaşadıkları sorunları sorsanız, aşağı yukarı aynı cevapları alırsınız:

  • Kapı dışarı edilen sağlık personeli
  • Hekimlerin artık duymaktan bıktığı sorunlar
  • Gasp edilen özlük hakları, hatta ücretsiz izin hakları bile
  • "Her şeyi biz biliriz" diyen idari yapı
  • İsme özel atama sistemleri
  • Defalarca yeri değiştirilen personeller
  • Korunan ve ayrıcalıklı tutulan elit kesim

Bu durumlar, sağlık sektöründe yaşanan sıkıntıların ve rahatsızlıkların yalnızca birkaç örneğidir ve bu sistem, sağlık çalışanlarının genel huzursuzluğunu artırmış gibi görünmektedir.