SANKO Üniversitesi SBF Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, konferansın açılış konuşmasında hemşireliğin önemine vurgu yaparak, "Hemşirelik, birey, aile ve toplumun sağlığını koruma, geliştirme, bozulan sağlığı yeniden kazanma ve rehabilitasyonunu sağlama amacıyla hizmet veren, her ülkede önemli bir yere sahip meslek grupları arasındadır" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Pasinlioğlu, konferansa konuşmacı olarak katılan Hemşirelik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (HEPDAK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölümü Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç'ı övgüyle anarak, hemşirelik mesleğinin daha etkili bir şekilde icra edilmesi için önemli çalışmalara imza attığını belirtti.
Prof. Dr. Pasinlioğlu, Prof. Dr. Özen Kulakaç'ın gösterdiği çaba ve kararlılık nedeniyle tebrik ederek, "Cumhuriyetimizin 100. yılında bu anlamlı konferansa katkı sağlayan tüm ekibe teşekkür ediyorum" dedi.
SANKO Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nimet Ovayolu da meslektaşlarına ve hemşire adaylarına hemşirelik bakımının ve bakım verilen bireyin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatarak, Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünü en içten dilekleriyle kutladığını kaydetti.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Özen Kulakaç ise iki oturumda “Bakımın Örtük Anlamı Umursamak” ve “Hemşirelik Etiği mi? Etik Hemşire mi” konulu sunum yaptı.
Prof. Dr. Kulakaç, ilk oturumda gerçekleştirdiği “Bakımın Örtük Anlamı Umursamak” konulu sunumda umursama kavramının; bakım sürecinin iç içe geçmiş dört aşamasından ilkini oluşturduğuna vurgu yaptı.
Umursamayı, iyi olan şeyleri devam ettirmek ve sürekliliğini sağlamak, hastalık durumlarında ise iyileştirmeyi sağlamak üzere dikkati vermek olarak tanımlayan Prof. Dr. Kulakaç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Umursamak, erdemli bir karakter oluşturma sürecinin önemli bir bileşenidir. Ayrıca bir kişinin neyi umursadığı ve ne yapmayı düşündüğü arasında doğal ve yakın bir bağlantı bulunur. Umursamak yalnız kendimiz için değil, gelecekte olmasını hayal ettiğimiz bir dünya için önemlidir. Hemşirelerin umursama ile başlayan ve bakımın sorumluluğunu üstlenme ve bakım verme ile devam eden bakım sürecinin hayranlık verici örneğini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün bir milletin bağımsızlığını umursama, bağımsızlık savaşının liderliğinin sorumluluğunu üstlenme ve sonuçta devrimlerle taçlandırdığı bir Türkiye Cumhuriyeti kurma çabası ile bağlayabiliriz.”
Prof. Dr. Kulakaç, “Hemşirelik Etiği mi, Etik Hemşire mi” konulu sunumunda ise “Bir sağlık sisteminde hiçbir eylem ya da süreç yoktur ki ahlaki boyutu bulunmasın. Hemşirelerin insanı, bakımı ve iyileştirme süreçlerini dikkate almayan geleneksel yaklaşımları dönüştürme etik sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
Hemşirelerin bakımın etik boyutuna yol gösterecek rehberler oluşturma ve uygulama sorumluluğunu üstlenmek durumunda olduğunu anlatan Prof. Dr. Kulakaç, hemşirenin insan olma boyutuyla yakın ilişki kurduran, “etik bir insan olma” konusunda içsel duyarlılığı destekleyen etik rehberlere gereksinimi olduğuna dikkat çekti.
İnsanın yüzünü hemşireyi sorumluluğa davet eden bir “ayna” olarak tanımlayan Prof. Dr. Kulakaç, sözlerini şöyle tamamladı: “Başkasının yüzünün yüklediği sorumluluk bilinciyle oluşturulan ben ötesi etik ilişkiye işaret eden Levinas, ‘Ait olma’ ya da ‘Yüz’ etiği ile etiği, bir başka insanın hayatı ellerine teslim edilen kişinin o hayata özen göstermesi olarak anlamlandırmıştır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutluyoruz. Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tanımladığı ‘akli hür, vicdani hür, irfanı hür’ insanı, hemşerilikte ancak içsel bir etik anlayışa sahip hemşireler temsil edecektir.”