Yapılan açıklamada, çeşitli özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimler hakkında "usulsüz işlemler yapılmak suretiyle SGK'yı zarara uğratmak" iddiasıyla soruşturma bulunduğu belirtildi. Meslektaşların daha önce ifadelerinin alındığı ve soruşturmanın sonucunu beklerken bugün anlam verilemeyen bir şekilde gözaltına alındığı vurgulandı. Ayrıca, önceki yıllarda edindikleri dosyanın şimdi "gizlilik" kararıyla korunduğu ve soruşturma savcısının görüşmeyi kabul etmediği bilgisi de paylaşıldı.
İstanbul Tabip Odası yetkilileri, meslektaşlarının yaşadığı bu olayın endişe verici olduğunu belirtirken, adil bir sürecin sağlanması ve haklarının korunması için gereken adımların atılması çağrısında bulundu.
Bir süre sonra ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün basın kuruluşlarına açıklama yaptığını gördük. Avukatlara “gizli” olan soruşturma dosyası hakkında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından basına açıklama yapılmasını hayretle karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bu açıklama üzerine, konuyla ilgili edindiğimiz bilgileri kamuoyu ile paylaşma gereği duyuyoruz.
Çünkü açıklamanın içeriği, “şüpheli” olarak gösterilen hekimler hakkında olumsuz algı yaratılmak istendiğini gösteriyor. Nitekim açıklamada; aralarında 29 hekim, 2 hastane yöneticisi olmak üzere toplam 40 kişiye “eş zamanlı operasyon düzenlendiği”, bu kişilerce “astronomik rakamlarda göz ameliyatının yapılmadığı halde yapılmış gibi kayıt oluşturularak masrafların SGK Başkanlığına fatura edildiği, güncel enflasyon değeriyle yaklaşık 63 milyon lira kamu zararına sebep olunduğu” iddia ediliyor.
Oysa tarafımıza ulaşan belgelerden; soruşturmanın 2016 yılında başladığı, gözaltına alınan hekimlerin beş farklı sağlık kuruluşunda farklı tarihlerde çalıştıkları, neredeyse tümünün aynı suçlama konusunda önceki yıllarda ifade verdiği, SGK’nın inceleme raporlarının da farklı yıllara ve dönemlere ait olduğu görülüyor. Hal böyleyken, yıllar önce başlayan bir soruşturma dosyasında, inceleme raporları ve savcılık ifadeleri uzun zaman önce tamamlanmışken, yeni bir olay varmış gibi “eş zamanlı operasyon” adı altında hekimlerin sabah 6:00’da evlerinden gözaltına alınmalarını ve basına büyük bir “şebeke” çökertilmiş gibi lanse edilmelerini kabul edilemez buluyoruz.
Çağrı üzerine savcılıkta hazır bulunabilecek hekimleri gözaltına alarak üç gün nezarethanede bekletmenin hukuki açıklamasının olmadığı düşüncesindeyiz. Meslektaşlarımız serbest bırakılmalı; haklarındaki soruşturma olması gereken usule ve adil yargılanma ilkesine göre yürütülmelidir.
Yönetim Kurulu