Uzmanların ifadesine göre, yeni mezun hemşireler bazen sağlık hizmetleri dışındaki birimlerde çalıştırılırken, bu kişilere ayrıca yüksek ücretler ödendiği iddia ediliyor. Bu durum, hemşire kadrolarının doldurulmasına rağmen aslında hastanelerde ciddi bir hemşire eksikliği olduğu gerçeğini göz ardı ediyor gibi görünüyor.

Bu konuda en büyük soru işareti, bu kişilerin nasıl ve neden böyle görevlere atanabildiği. Sendikaların sessizliği de dikkat çekiyor. Bu durumda, diğer hemşirelerin neden bu durumu sorgulamadığı da ayrı bir tartışma konusu haline geliyor.

Özellikle acil servislerde yaşanan hemşire eksikliği, hastaların mağduriyetine yol açıyor. Hemşire başına düşen iş yükü arttıkça, hasta bakımında yaşanan sorunlar da artıyor.

BAKANLIK KENDİ KURALINI KENDİ BOZUYOR

Bu konuda yaşanan haksızlık, birçok farklı açıdan ele alınmalıdır. Özellikle sağlık hizmeti sunan kurumların, personeli asli görevlerinde kullanması gerektiği konusundaki bakanlık yönergesine uymaları önemlidir.

Ancak şuda bir gerçektirki, Bakanlık kendi yönetmelik ve yönergesini kendisi delmekte, merkez teşkilatta hemşire ve ebe kadrosunda torpilli sayısız personel masa başında boş boş oturtulmaktadır. 

Peki ya diğer hemşirelik yapan hemşireler? Bu arkadaşlar birileri sırf rahat etsinler diye o kadar çok yorulurlar ki? Hemşire sayısı 4 olan bir serviste günlük iş sayısı 200 olsun hemşire başına düşen iş miktarı 50 olur, fakat hemşire sayısı 3'e düştüğü zaman hemşire başı düşen iş miktarı yaklaşık olarak 70 olur yani diğer hemşirelerin iş yükü artar dayanılmaz hale gelmektedir o servis. 

Bu tür durumların uzun vadede hem sağlık personelinin memnuniyetsizliğine yol açtığı hem de hastaların kaliteli sağlık hizmetine erişimini zorlaştırdığı unutulmamalıdır.