Hekimler, kendilerine yöneltilen olumsuz dilin önlenmesini talep ediyor. Sağlık camiasında şiddetin yanı sıra ağır iş koşulları ve mesleğin itibarsızlaştırılması, son dönemde tıp fakültesi öğrencileri ve hekimler arasında intihar vakalarında bir artışa neden oldu.
Hekimler, sağlık sisteminin hekimlere yeterince koruma sağlamadığına dikkat çekerek, sağlıkta dönüşüm programının (SDP) hekimlik mesleğine zarar verdiğini belirtiyorlar. Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, geçmişte hekimlik mesleğinin takdir gördüğünü ancak SDP ile birlikte bu mesleğe yönelik saldırının başladığını ifade ediyor. Dr. Baytemür, "Bu itibarsızlaştırma önce hekimi, ardından yurttaşları etkiledi. Ülkedeki demokratik iklimin bozulması ve sağlıkta yaşanan şiddet ve geleceksizlik, SDP'nin bir sonucu olarak ortaya çıktı" diyor.
Hekimler, genç meslektaşlarının gelecek kaygısı içinde olduklarına vurgu yaparak, intiharları önlemenin en önemli yolunun dayanışma olduğunu belirtiyorlar. Ancak, günümüzde hekimlerin çalışma alanlarının dayanışmayı desteklemediğini dile getiriyorlar. Dr. Baytemür, "Günde 150-200 hasta ile hizmet veren meslektaşlarımız var ve bu koşullar altında dayanışma sağlamak oldukça zor" diyor.
Sağlık meslek örgütleri, artan intihar vakalarına dikkat çekerek yetkililere "Harekete geçin" çağrısı yapıyor. Hekimler, toplumun sağlığını korumak adına daha iyi çalışma koşulları ve mesleğin saygınlığının yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
"PSİKİYATRİK DESTEK ALMALILAR"
Hekimlerin yüzdelik dilimlere girerek tıp okumaya hak kazandıklarına dikkat çeken Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülin Özdamar Ünal, “Bu mükemmeliyetçilik hekimlerin ileriki meslek yaşantılarında ideal kişiler olarak görülmesine rağmen kendileri ile sürekli bir yarış içerisinde olmaları olarak karşımıza çıkıyor. Yoğun ders koşulları ve nöbetler gibi zorlu çalışma koşulları da hekimlerin sosyal yaşantılarında kısıntıya neden oluyor. Tamamlanmış intiharı olan, intihar davranışı olan hekimlere baktığımız zaman daha az sıklıkla psikiyatriye başvurduklarını gözlemleyebiliyoruz” diye konuştu.
"HEKİMLERİ HEDEFE KOYAN DİLDEN KAÇINILMALI"
Hekimlerin çalışma koşullarının dayanışmadan uzak olduğuna da vurgu yapan Dr. Ünal, “Gece nöbetleri, vardiyalar, son dönemlerde yaygın karşılaşılan hekime yönelik şiddet gibi unsurlar var. Bu da sağlık çalışanlarının önlerini görememeye neden oluyor. Sonuç olarak yaşananlar hekimlerin meslek tatminlerini de azaltıyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Giderlerse gitsinler’ sözleri ya da sağlık bakanının son bütçe görüşmelerinde hekimlerin ‘Para için yurt dışına gittiğini’ ima eden el işaretinin ciddi sıkıntılara yol açabileceğini anlatan Dr. Ünal, “Öte yandan asistan hekimler kimi bölümlerde hocaları tarafından mobbinge uğrayabiliyor. Uzmanlıkta ne kadar hasta bakarsan o kadar fazla para alırsın denilen performans sistemi var. Bu zorlu çalışma şartları ve karşı karşıya kalınan şiddet de hekimleri mesleki anlamda tükenmişliğe itiyor” ifadelerini kullandı.
"ŞİDDET MESLEĞİ SORGULATIYOR"
Sağlıksız çalışma ortamının hekimleri mesleklerini sorgulamaya ittiğini ifade eden Dr. Ünal, “İntihar düşüncesi olan ve takip ettiğim bir hastam ‘Yakın zamanda uzman olacağım ancak yeterli olacak mıyım? Çalışma yaşantımda şiddetle karşılaşacağım, buna değer mi? Ben doğru bir mesleği seçtim mi?’ gibi düşünceleri var. Tüm bunların sonucu olarak hekimlerde intihar davranışını görebiliyoruz” dedi. Hekimlerin ruhsal yakınmaları başladığı dönemlerde destek almaları gerektiğine vurgu yapan Dr. Ünal, “Sağlık sistemi içerisinde hekimleri ruhsal hastalıklar açısından tarayan, yönlendiren ve tedaviye ulaşmalarını sağlayan bir sisteme ihtiyaç var. Bu durumda çoğu intiharın önlenebileceğini biliyoruz” dedi.
"NEDEN SONUÇ İLİŞKİSİ VERİLERİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Türkiye Psikiyatri Derneğinin de aralarında olduğu çok sayıda sağlık meslek örgütünün artan intiharlara dair bir süre önce kamuya yaptıkları ‘Harekete geçin’ çağrısını hatırlatan Dr. Ünal, “Hekim intiharlarında en önemli unsur; risk faktörlerinin tanımlanması. Ama Türkiye’de bunun literatür verisi yok. ‘Hekimler neden intihar ediyor? Hekimler neden intihara yöneliyor?’ denilerek risk faktörlerinin tanımlanması bir sonraki adımda müdahaleyi ortaya koymamızı sağlayacak. Bu yüzden hekimlerin neden intihar ettiğinin bilimsel veri ve kanıtlarla ortaya konulması son derece önemli. Bunun için Sağlık Bakanlığının desteği ile ilk adım hekim intiharı ardından yapılmış bir otopsi çalışması yürütülerek nedenler ortaya koymak olmalı. İkinci adım ise yine Bakanlığın diğer sağlık kurum, kuruluş, dernek vb. yapılarla ortak hareket ederek acil önlemleri önüne koyması gerekiyor. Bu yüzden tüm bu neden sonuç ilişkisini önümüze koymak için verilere ihtiyacımız var” diye konuştu.