Gündeme yansıyan bazı eleştirilerin yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını belirten kaynaklar, yapılan yorumların mevcut maaşlar üzerinden değil, teklifin gücü üzerinden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
başlıklı haberimize TIKLAYARAK işçilerle ilgili en güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.
Toplu sözleşme görüşmelerinde işçi tarafının günlük 1.800 TL yevmiye üzerinden teklif sunduğunu ve bu rakamın aylıkta 54.000 TL’ye denk geldiğini belirten SAVDES-SEN Genel Başkanı Tuncay CENGİZ açıklamadasında, “Bu tutar, ilk altı ayda yüzde 50 zamla 81.000 TL’ye yükselebilir. Hükümet bu teklifi kabul ederse, bu büyük bir toplu sözleşme başarısı olur” dedi.
Başlıklı haber ile Mesai ücretleri arasındaki uçurumu okuyabilirsiniz.
Eleştiriler Yanlış Anlamadan Kaynaklandı
Bazı kesimlerin teklifin içeriğini yeterince anlamadan eleştiri yönelttiği belirten Cengiz, “Bu rakamlar, mevcut maaşlar değil teklif edilen taleplerdir. Lütfen haberi dikkatle okuyun” çağrısı yaptı.
Yoksulluk Sınırının Altı Kabullenilemez
Öte yandan açıklamada, yoksulluk sınırının 76.500 TL olduğu hatırlatılarak, “Bu sınırın altında bir gelire mahkum edilen her çalışan – işçi ya da memur – insanca bir yaşamdan uzak kalıyor. İşçilerimizin 76.500 TL’nin üzerinde bir ücret alması hepimizi memnun eder. Ancak memurlar, mühendisler dahil, bu tutarın oldukça altında maaşlar alıyor. Asıl üzücü olan da budur” ifadelerine yer verildi.
Sağlıkta Maaş Dengesizliği Endişesi
Toplu sözleşme süreciyle birlikte kamuda görev yapan 600 binden fazla sürekli işçinin 2025 yılı maaş artışları netleşmek üzere. Çoğunluğu sağlık alanında çalışan işçileri kapsayan sözleşme görüşmeleri, emekçilerin gelirlerinde ciddi bir artış beklentisi doğururken, ortaya çıkabilecek maaş dengesizlikleri konusunda şimdiden uyarılar gelmeye başladı.
Kümülatif Gelir 80 Bin TL’yi Bulabilir
Geçmiş dönem toplu sözleşmeleri, Yargıtay kararları ve asgari ücret artışları dikkate alındığında, kamu işçisinin 2025 yılı için kümülatif aylık gelirinin 80 bin TL seviyelerine ulaşması bekleniyor. Bu rakam, özellikle nöbetli çalışan branşlarda görev yapan birçok memurun maaşını geride bırakacak.
Emeğin Karşılığı Verilmeli, Ancak Yeni Dengesizlikler Kapıda
“Emekçinin hakkını alması en temel ilkemizdir” diyen uzmanlar, maaş artışlarının sevindirici olmakla birlikte sağlık alanında ciddi gelir adaletsizliklerine yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Sağlıkta İş Barışı Tehlikede
Söz konusu zamların ardından sağlık kurumlarında şu örneklerin yaşanabileceği öngörülüyor:
- Hemşire yardımcısı (sürekli işçi), hemşireden fazla maaş alabilecek.
- Ambulans şoförü (sürekli işçi), aynı ekipte çalışan ATT ve paramediklerin yanı sıra doktor maaşlarına yaklaşabilecek.
- Hastane polisi, güvenlik görevlisinden (sürekli işçi) daha düşük maaşla nöbet tutabilecek.
- Hastane müdür yardımcısı, temizlik personelinden (sürekli işçi) daha az gelir elde edebilecek.
- Sağlık lisansiyerleri, tekniker ve teknisyenler, tüm ek ödemelere rağmen Sürekli İşçi temizlik personelinden düşük maaş alabilecek.
Bu durumun sağlık çalışanları arasında ciddi bir moral bozukluğu yaratabileceği ve iş barışını zedeleyebileceği ifade ediliyor.
Yetkililere Çağrı: Kriz Büyümeden Önlem Alınmalı
Uzmanlar ve sendikalar, birkaç ay içinde sağlık kurumlarında ciddi huzursuzlukların ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Yetkililere çağrıda bulunularak, bu öngörülen maaş adaletsizliklerine karşı şimdiden düzenleme yapılması ve sağlık hizmetleri sınıfı çalışanlarının ücretlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde, sağlık hizmetlerinde hem verimlilik hem de çalışan memnuniyetinde ciddi sorunlar yaşanabileceği ifade ediliyor.