Yıllardır devletin, özellikle adli ve güvenlik mercileri ile Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili kurumları, sağlıkta şiddeti önlemek için gerekli tedbirleri almaya çağırıyoruz. Ancak, bugüne kadar maalesef ülke olarak bu konuda yeterli ilerleme kaydedemediğimizi üzülerek gözlemliyoruz.
Son günlerde yaşanan acı olaylar, sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerdeki güvenlik önlemlerinin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Dün Rize Devlet Hastanesi acil servisinde meydana gelen silahlı çatışma, anlam verilemeyecek bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık kuruluşlarının, şifa bulmak üzere gelen her yaşta ve cinsiyetteki insanların güvenliği için en güvenilir ortamlar olması gerektiği düşünüldüğünde, böyle olayların yaşanması oldukça düşündürücü ve endişe verici.
Hastanelere silahlarla rahatlıkla girebilen bu tür kişilerin akıl ve mantığını anlamak gerçekten güç. Tüm resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi hastanelerde de güvenlik önlemleri alınması, X-RAY cihazı gibi yöntemlerle kontrol yapılması gerektiği açıktır. Ancak, ne yazık ki hastanelerde bu konuda gerekli hassasiyet gösterilmemiş ve güvenlik ihmal edilmiştir.
Sadece dün Rize Devlet Hastanesi'nde değil, önceki gün Samsun Bafra Devlet Hastanesi'nde de benzer bir silahlı saldırı yaşanmış olması, sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğini riske atan bu durumun vahametini ortaya koymaktadır. Sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sunarken kendi güvenliklerini de düşünmek zorunda bırakılmamalıdır.
Devlet Kurumlarını Şiddeti Önlemeye Davet Ediyoruz.
Hürriyet Sağlık-Sen olarak, geçmişte sağlıkta şiddeti önlemek için çeşitli girişimlerde bulunduk. 2022 yılı Temmuz ayında Sağlık Bakanlığı'na resmi başvuruda bulunarak, özellikle acil servislerin de dahil olduğu hastanelerin tüm girişlerinde X-RAY cihazı ve gerekirse üst arama yöntemleriyle güvenlik önlemlerinin alınmasını ve artırılmasını talep etmiştik. Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca, bu konuda gerekli adımların atılacağına dair söz vermiş olsa da, üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen hala gerekli önlemler alınmamış ve maalesef her gün birimiz ölmeye ve yaralanmaya devam ediyoruz.
Bu süreçte, sağlık çalışanları olarak güvenlik endişesi içinde görev yapmaktan yorulduk ve artık hayatlarımızın tehlikeye atıldığı bu durumun sona ermesini istiyoruz. Sağlık sektörü, insanların sağlığına hizmet etmeyi amaçlayan kutsal bir alan olmalıdır ancak sağlıkta şiddetin artarak devam etmesi, bizi derinden üzmekte ve tedirgin etmektedir.
Kaç Değerli Sağlık Çalışanı Daha Hayatını Kaybedecek?
Yüzlerce sağlık çalışanının sağlıkta şiddet olayları sonucu hayatını kaybetmesi, binlercesinin yaralanıp sakat kalması, acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Sağlık Bakanlığı'nın bu durumu her gün görüp bilmekle birlikte henüz gerekli önlemleri almamasını anlamak güç. Ülkemizde sağlıkta şiddetin sona ermesi için her gün bir hekim, bir hemşire veya diğer sağlık çalışanlarının hayatını kaybetmesi yeterli bir uyarı değil midir? Şiddetin son bulması için illaki bir siyasi kimliğe sahip birinin veya bir bürokratın saldırıya uğraması veya öldürülmesi mi gerekiyor?
Sağlık hizmeti sunanların güvenliğinin sağlanması, toplumun sağlığı ve huzuru için elzemdir. Sağlıkta şiddetin sona ermesi, her birimizin ortak dileğidir. Birlikte yaşayabileceğimiz sağlıkta şiddetsiz günlerin gelmesi dileğiyle...