Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında, doktor, hemşire ve hastane yöneticisi olan sanıklar suçlamalara yanıt verdi. 47 sanığın yargılandığı davanın odak noktasında bebeklerin yoğun bakım ünitelerine sevk edilmesi sürecindeki usulsüzlükler ve ihmaller yer alıyor.
"Epikriz Yazmazdım, Sistem Bozuk"
Davanın tutuksuz sanıklarından Dr. Şeyhmus Çelik, savunmasında, adının bu olaylarla ilişkilendirilmesinden dolayı büyük üzüntü duyduğunu ifade ederek iddiaları reddetti. Çelik, "Ben 38 yıllık bir hekimim. Adımın bu tür bir davada geçmesi beni derinden yaraladı. Kaşemin kullanıldığını ve hastaların benim üzerime gösterildiğini öğrendiğimde büyük bir şok yaşadım. Bu durumun sistemdeki eksikliklerden kaynaklandığını düşünüyorum. Maalesef sistem bozuk" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Kaşenizin ve e-imzanızın hastane yönetimi tarafından kullanıldığını nasıl fark etmediniz?" sorusuna Çelik, "Benim hastane ile anlaşmam iki saatlik bir çalışmayı kapsıyordu, ancak anlaşma dışındaki hastalar bile benim üzerime gösterilmiş. Bu, benim bilgim dışında gerçekleşmiş bir durumdur" yanıtını verdi.
Epikriz Raporları ve Kaşe Kullanımı
Dr. Çelik, hastane yönetiminin ihmallerine dikkat çekerek, "Epikriz raporları ve diğer belgeler, hemşireler ve sekreterler tarafından hazırlanıyordu. Bu belgeler benim kontrolümden geçmeden SGK’ya gönderilmiş. Kaşemin bu şekilde kullanılması tamamen yönetimin sorumluluğundadır" dedi.
Sanığın ifadelerinde, "Epikrizleri hemşireler hazırlardı, ben yalnızca tedavi orderlarını verirdim. Hastane yönetimi, bu süreçlerde daha dikkatli olmalıydı. Ancak, benim üzerime düşmeyen sorumluluklarla suçlanıyorum" şeklindeki açıklamaları dikkat çekti. Çelik, hastane yönetiminin daha sıkı denetim mekanizmaları kurması gerektiğini belirtti.
"Başhekim Olarak Bilgim Yoktu"
Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nin eski başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz, savunmasında suçlamaları reddederek, "Başhekimlik görevim sırasında hastanenin mali işlerinden sorumlu değildim. Medisense şirketiyle herhangi bir resmi anlaşmamız olmadığını biliyorum. Hastane yönetimi bu konularda daha fazla bilgiye sahip olmalıydı" dedi.
Yılmaz, bebeklerin ölümlerine dair suçlamaların adını karaladığına dikkat çekerek, "Çok şükür ki iddianamede bebek ölümleriyle ilgili suçlanmıyorum. Dört kız çocuğu babası olarak böyle bir suçlamayla anılmam, benim için kabul edilemez bir durum olurdu" ifadelerini kullandı.
Hastane Yönetimindeki Eksiklikler
Mahkeme başkanı, sanıkların sorulara "bilmiyorum" şeklinde yanıt vermelerine tepki gösterdi. "Hemşireye soruyorum bilmiyor, doktora soruyorum yok, başhekime soruyorum dünyadan habersiz. Bu nasıl bir hastane yönetimi?" diyen mahkeme başkanı, sanıkların verdiği çelişkili beyanların davayı daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etti.
Savcının, "Hastane yönetimi, Medisense ile resmi bir anlaşma yapmamışsa para akışını nasıl açıklıyorsunuz?" sorusuna, sanık Ahmet Atilla Yılmaz, "Bu tamamen yönetimin sorumluluğundadır. Ben yalnızca tıbbi süreçlerden sorumluydum" cevabını verdi.
"Doğukan Taşçı Para Karşılığı Sevk Yaptı"
Sanık ifadelerinde adı sıkça geçen hemşire Hakan Doğukan Taşçı, iddianamede sevkler üzerinden haksız kazanç sağlamakla suçlanıyor. Dr. Çelik, "Hakan Doğukan Taşçı, hasta yakınlarından para aldı ve bu hastaları anlaşmalı hastanelere sevk etti. Bu süreçte benim bilgim yoktu" dedi. Mahkeme başkanının "Bu süreçlerin sorumluluğu sana ait değil mi?" sorusuna Çelik, "Özel hastanelerde doktorların yetkileri sınırlı. Benim pozisyonum devlet hastanelerinde olduğundan daha farklıdır" yanıtını verdi.
Soruşturmada Çarpıcı Detaylar
Davanın dikkat çeken noktalarından biri, bebeklerin ölümünden önce gerekli ilaçların verilmediğine yönelik iddialar oldu. Sanık Dr. Çelik, "İlaç serumun içine katılıyor. Ancak ilacın verilmediğinden şüpheleniyorum. Bunu hemşirelere sormak lazım" dedi. Mahkeme başkanı bu ifadeye tepki göstererek, "Senin sorumluluğunda olan bir işlemi neden başkalarına soruyorsun? Doktor olarak senin kontrol etmen gerekmez mi?" dedi.
Duruşma Devam Ediyor
Davanın diğer tutuksuz sanıkları arasında hemşireler ve hastane çalışanları yer alıyor. Birçok sanık, para transferlerinin kendileri dışında gerçekleştiğini iddia ederken, mahkeme başkanı tüm bu süreçlerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini belirtti. Duruşmanın sonraki oturumu yarın saat 09.30’da görülecek. Yenidoğan Çetesi davasında yargılanan 47 sanık arasında, 22 tutuklu bulunuyor.