Ancak, Sezer’in bir süre sonra rahatsızlanması ve her gün 10 mg kırmızı reçeteli ilaçla zehirlenerek öldürüldüğü iddiaları üzerine Gülare S. ve arkadaşı Mahabbat Ç., ‘eşini kasten öldürme’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandı.
Mahkemede dinlenen tanık A.T., Gülare S.’nin, eşi öldükten sonra arkadaşı Mahabbat Ç.’yi arayarak “İlaçları yok ettin mi? Başımız belaya girecek” gibi cümleler duyduğunu belirtti.
Bu ifade, savcılığın iddialarını destekler nitelikteydi. Ancak, Gülare S. ve Mahabbat Ç. suçlamaları kabul etmedi ve delil yetersizliğinden beraat etti.
Olayın Arka Planı
İddialara göre, yaklaşık üç ay evli kalan Gülare S. ve Niyazi Sezer, evlilikleri sırasında Sezer’in rahatsızlıkları nedeniyle Ankara’da tedavi görmeye başladı. Tedavi sırasında Gülare S. ile hastanede tanışan ve tedavi gören A.T., Sezer’in vefatı üzerine görüşmediği ailesiyle iletişime geçerek Gülare S. ve Mahabbat Ç.’nin Sezer’i her gün 10 mg kırmızı reçeteli ilaç vererek zehirlediğini iddia etti.
Mahkeme Beraat Kararı Verdi
Gülare S., mahkemede yaptığı savunmada, eşini öldürmek için hiçbir nedeninin olmadığını, hastalığı süresince çocuklarının yanında olmadığını, eşinin akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor aldığını ve Azerbaycan’da ebelik yaptığını, ilaçları bilmediğini belirterek suçlamaları reddetti.
Mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle Gülare S. ve Mahabbat Ç.’yi beraat ettirdi.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan dava sonucunda, delil yetersizliği gerekçesiyle sanıklar beraat etti. Ancak, Niyazi Sezer’in ölümüyle ilgili iddialar ve tanık ifadeleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Kaynak: Sabah