Artık işçiler, yetkili sendikadan istedikleri zaman istifa edebilecek ve bunun için toplu iş sözleşmesinin (TİS) imzalanmasını beklemelerine gerek kalmayacak.
İstifa Eden İşçiye Hak Kaybı Yok
Karara göre işçiler, bulundukları sendikadan ayrıldıklarında herhangi bir hak kaybı yaşamadan, toplu iş sözleşmesiyle kazanılmış tüm haklardan yararlanabilecekler. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli detay, işçinin istifa ettiği gün itibarıyla kurumuna “Dayanışma Dilekçesi” vermesidir. Bu dilekçede, yeni dönem yapılacak toplu iş sözleşmesinden faydalanmak istendiği açıkça belirtilmelidir.
Dayanışma Dilekçesiyle Tüm Haklardan Yararlanılabilecek
İşçilerin toplu iş sözleşmesi imzalanmadan önce verdikleri dayanışma dilekçesi, o sözleşmenin getireceği tüm haklardan yararlanma imkânı tanıyor. Böylece işçiler, sendikaya üye olmasalar ya da başka bir sendikaya geçiş yapsalar bile, söz konusu toplu sözleşmeden geriye dönük olarak doğan tüm parasal haklardan faydalanabilecekler.
“Zaten Öyle Değil Miydi?” Diyenlere: Hayır, Artık Öyle
Geçmişte birçok işçi, yetkili sendikadan ayrılmak için toplu sözleşmenin imzalanmasını bekliyordu. Ancak bu Yargıtay kararı ile birlikte bu uygulamanın hukuki temeli kalmamış oldu. Karar, işçilerin sendikal özgürlüklerini daha esnek bir şekilde kullanabilmelerinin önünü açıyor.
Sendikasız da Kalınabilir, Başka Sendikaya da Geçilebilir
Kararla birlikte işçiler dilerlerse sendikasız kalabilir, dilerlerse başka bir sendikaya özgürce geçiş yapabilir. Bu geçiş sürecinde, istifa ettikleri için herhangi bir hak kaybı yaşamayacaklar. Toplu iş sözleşmesiyle kazanılan haklardan, sendikalı işçiler gibi eşit şekilde faydalanacaklar.
Geriye Dönük Ödemeler de Güvence Altında
En dikkat çekici noktalardan biri de şu: Toplu iş sözleşmesinin başlangıç tarihinden sonra ama imza tarihinden önce dayanışma dilekçesi veren işçiler, geriye dönük tüm parasal haklardan aynen yararlanacaklar. Bu, işçilere sadece gelecekteki değil, geçmişe dönük haklarını da alma imkânı tanıyor.
Bu karar, sendika üyeliği konusunda işçilerin tercih özgürlüğünü artıran ve kazanılmış haklarını garanti altına alan önemli bir emsal olarak değerlendiriliyor.