-Dün Çanakkale’ de destan yazılıyorken o kahramanların sağlığı için oradaydım ben, Sakarya’ daydım. Sarıkamış’ da sizinle dondum ve Yemen’ de sizinle kavruldum. Siz doğarken en yakınınızda ben vardım ve elimde dünyaya geldiniz mesela. En ufak rahatsızlığınızdan, en büyük hastalığınıza kadar her daim sizin için vardım. Savaşa giden kahramanların yanındaki de bendim, kaza yapan kazazedenin yanındaki de ben. Yangına müdahale eden itfaiye erinin de yanında ben vardım, maden faciasına uğrayan madencinin de yardımına koşan ben.
-Pandemi diye bir illet musallat oldu dünya insanının üzerine ve en ön safta onunla savaşan da bendim, sen çocuklarından ayrı kalma diye çocuğumdan ayrı günler, haftalar geçirdim ben. Sen annenden, babandan korkup uzak dururken, ben o annene kendi annem gibi yemek yedirdim, kendi babam gibi bakım yaptım babana. Kovit denen aslanın ağzında, hayatımı hiçe saydım ben.
-Deprem oldu mesela ve yine en önce benim ambulansımın sireni çaldı acı acı. Geride bıraktıklarımı düşünmeden, önüme ne çıkacağını bilmeden girdim o cehennemin en içine. Defalarca ölümden döndüm, korktum, aç kaldım, susuz kaldım ama yılmadım seni kurtarmak için. Çünkü bir insanı yaşatanın bütün insanlığı yaşatmış gibi olacağına iman ettim ben. Çünkü biliyordum eğer ben durursam birçok evde hayat duracak, birçok kişi annesiz, babasız, evlatsız kalacaktı, biliyordum ben sağlık her şeydi. Biliyordum çünkü; halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi demişti büyüğüm ve o sıhhati sağlamak bana düşmüştü, biliyordum.
-Hiç gocunmadım yaptığım işten çünkü sonucunda bir acı dinecekti.
-Çektiklerime hiç üzülmedim çünkü sonunda bir insan kurtulacaktı.
-Çok zorlandım aşırı nöbetlerden dolayı çok zorlandım evet ama yılmadım çalışmaktan.
-Sonu ya da mesai kavramı yoktu bu işte ve ben zaman mefhumu gözetmeksizin çalıştığımda bile asla yorulmadım ama bir şey oldu ve ben artık gocunmaya başladım, üzülmeye başladım, yılmaya başladım ve yorulmaya başladım. Yaptığım işlerden değil sakın yanlış anlama beni ama ben şiddet görmekten, hor görülmekten, darp edilmekten, hakaretlerden yoruldum, bunaldım ve bittim. Dün dövdüler beni, ondan öncede darp ettiler, daha önce görevim başında şehit edildim mesela ben. Defalarca tehdit edildim ama artık yoruldum ben, bunaldım ve bittim.
-Bıraksan işimi yapacağım, daha çok insana faydalı olacağım, birilerinin sağlığına vesile olacağım ben ama anlayamadın beni. Kanun koyucular korumak istedi belki beni ama uygulayıcılar aynı hassasiyeti göstermedi mesela. Beni döven sen, elini, kolunu sallayarak çıktın ve yine tehdit ettin beni, işimiz bitmedi o görecek gününü dedin ama bir şey diyeyim mi artık yoruldum ben, bunaldım ve bittim.
-Daha fazla konuşmayacağım artık, hem bakma yoruldum, bunaldım, bittim dediğime de.. Sen beni anla diye buraya gelip sana derdimi anlatmak istedim sadece, şimdi yine yukarıya, hastalarımın yanına çıkacağım ben. Sen iyileş diye, annen, baban, evladın iyileşsin diye bildiğim her şeyi yapacağım ben.
-Bir sağlık çalışanıyım ben, dün de yanında ben vardım yarında. Bu şiddete son vermen dileklerimle…
Değerli kamuoyu; geçtiğimiz günlerde Şehitkamil Devlet Hastanesinde, iki gün önce ise bir özel hastanemizde, ayrıca hergün bilmediğimiz birçok sağlık kurumunda gerçekleşen Sağlıkta Şiddet olaylarına dikkat çekmek ve bir çözüm bulunması amacıyla bu basın açıklamasını yapmak istedik. Fedakar sağlık çalışanlarımız insanoğlunun her daim yanında olmuş ve her daim de olacaktır ama onlara yapılan muameleler de mutlaka gözden geçirilmelidir. Şiddetin her türlüsüne özellikle de sağlıkta olanına sonuna kadar karşı olduğumuzun bilinmesini ister, tüm hukuki gücümüzle de sağlık kahramanlarının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ederiz. Basın açıklamamıza katılımlarınızdan dolayı da hepinize teşekkürlerimi borç biliyor, hepinizi ALLAH’ a cc emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla..