Devlet Memurları Kanunu Teklifine Meclis’ten Onay Çıktı! Devlet Memurları Kanunu Teklifine Meclis’ten Onay Çıktı!

İMDAT Derneği Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Polat, son bir yıl içinde sağlıkta şiddet olaylarının yüzde 86'ya varan oranda arttığını belirtti. Prof. Dr. Polat, bu artışın endişe verici olduğunu vurgulayarak, "Her 4 olgudan 3'ü sözel başlayıp fiziksel şiddete dönüşüyor. Özellikle ateşli silah ya da bıçak gibi alet kullanımının artışı korkutucu. Kırsalda balta, keser, taş, hatta pompalı tüfekle sağlık çalışanlarına yapılan saldırılar yaşanırken, şehirde daha çok bıçak ve silah kullanımı görmekteyiz. Maalesef, her 5 olgunun 1'inde adli sürecin dahi başlatılmadığını gözlemliyoruz" dedi.

Prof. Dr. Polat, ayrıca "Beyzbol sopası satışları Amerika'dan sonra dünyada en çok Türkiye'de. Hepsi sadece kavga etmek, dövüşmek ve birbirini dövmek için satılıyor. Şiddet, yaşamımızın çok içerisinde ve sanki çözümün bir parçası gibi algılanıyor" diye ekledi.

İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği'nin "Sağlıkta Şiddet" araştırmasına göre, 1 Ocak ile 20 Aralık 2023 tarihleri arasında medyaya yansıyan "sağlıkta şiddet" olayları sayısı 457'yi buldu. Bu saldırıların yüzde 43'ü hemşirelere, yüzde 41'i hekimlere ve yüzde 15.8'i yardımcı sağlık personeline yönelik oldu. Şiddet vakalarının yüzde 60'tan fazlası hasta yakınları tarafından gerçekleştirildi. Şiddet olaylarının yüzde 75'i hem sözel hem fiziksel şiddet olarak kaydedilirken, yüzde 86'sı darp, yüzde 14'ü ise ateşli ve silahlı saldırı şeklinde gerçekleşti. Ancak tüm bu yaşananlara rağmen şiddet olaylarının yüzde 5'te biri adli süreçlere bile yansımadan kapatılıyor.

Sağlıkta şiddetin en çok yaşandığı branşlarda başı acil servis, genel cerrahi ve kadın doğum çekiyor.

"10 VAKADAN 9'U SÖZEL ŞİDDETLE BAŞLIYOR"

Prof. Dr. Polat, "Şiddet Önleme ve Rehabilitasyon Derneği olarak her yıl bir rapor yayınlıyoruz ve o yılın en önemli konularını kendimize baz seçiyoruz. Bu yıl sağlıkta şiddeti seçtik, çünkü çok fazla olay yaşamıyor" diyerek çalışmanın detaylarını şöyle özetledi: "Medya üzerinden bir çalışma yaptık. Medyada 25 kanalı ve haber mecrasını taradık ve oralarda çıkan haberlere göre bir çalışma ortaya çıkardık. Ama biliyoruz ki bu çalışma aslında buzdağının sadece görünen yüzü. Altında çok daha fazlası var. En çok dikkat çeken olay, yüzde 85 gibi bir oran ki her 10 vakanın 9'u yapar, burada şiddet önce sözel başlıyor, ondan sonra fiziksel şiddete, darpa dönüyor. 2021'den 2022'ye sağlıkta şiddette yüzde 31 artış olmuş. Ama 2022'den 2023'e geldiğimiz zaman yüzde 86'lık bir artış var."

"YÜZDE 13, DİREKT YUMRUKLARLA DALIYOR"

Sağlıkta şiddette ikinci kötü boyutun bu olaylara maruz kalanların yüzde 87'sinin hekim ve hemşire olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Polat, "Saldıran her 5 kişiden 3'ü de hasta yakını. Sözel şiddet oranı yüzde 10. Her 10 kişiden biri, bağırıyor çağırıyor sözel şiddet gösteriyor ama yüzde 13, hiç konuşmadan direkt yumruklarla, darp ederek giriyor. Bir de başka boyut daha giriyor işin içine, ateşli silahlar ya da kesici aletler konusu. Kırsalda balta, keser, sopa çok daha yoğun. Hatta taş ve pompalı silah bile kullanıldığını görüyoruz. Ama şehre geldiğimizde, metropollerde ateşli silah, bıçak, kesici aletlerin daha fazla kullanıldığını görüyoruz. Bu çok net bir ayrım gibi çıkıyor karşımıza" dedi.

"5 VAKADAN BİRİ ADLİ MERCİLERE DAHİ YANSIMIYOR"

Prof. Dr. Polat, tüm bu şiddet olaylarına rağmen, her 5 vakanın birinin adli mercilere dahi yansımadan kapandığını söyleyerek hastanelerdeki mimari yapının şiddet olaylarının önlenmesinde büyük payı olduğunu kaydetti . Polat, "Dünyadaki örneklere baktığımız zaman, birkaç tane ön plana çıkan çalışma var. Mesela bizde, hiç dikkate alınmayan mimari boyut. Bizim hastanelerimizde bütün poliklinikler, büyük, geniş alanlardan yayılıyor. Halbuki bakıyoruz dünyaya biraz daha izole ortamlarda gidiliyor. Böylelikle kalabalıklar, insanların fiziki olarak bir arada toplanmasının çok kolay olmadığı yerler oluşturuluyor. Bir de çok kısa dönemli güvenlik zafiyetleri yaşanıyor bizde. Önüne gelen, istediği yere giriyor, acile yoğun bakımlara vs. Bunların önlenebilmesi gerekiyor. Göstermelik birkaç güvenlik, alarm sistemlerinin yapılması vb ile bunun çözülmeyeceği çok açık" dedi.

"KURALLAR 'VATANDAŞIN İŞİNİ ZORLAŞTIRMAK İÇİNMİŞ GİBİ' BİR ALGI VAR"

Prof. Polat, hekim göçü ile sağlıkta şiddetin birbirinden bağımsız düşünülemeyecek konular olduğuna da işaret ederek "Evet fakülte sayımız arttı, doktor sayımız arttı ama halen yeterli sağlık personelimiz, doktorlarımız başta olmak üzere yok. Demek ki bunun için önlemler almamız gerekiyor. Doktorların ve sağlık personelinin değersizleştirilmesini görüyoruz. Bu birinci boyut. İkinci boyut ise sağlık personelinin ne yapması gerektiği, nasıl yapması gerektiği ile ilgili hastalarımızı ve toplumumuzu çok bilgilendirmemişiz. Vatandaş zannediyor ki, istediği zaman gelir, hastaneye girer, istediği işlemi yaptırır ve çıkar. Kurallar, yapılması gereken prosedürler, sanki onlara zorluk çıkarmak için konulmuş algısı var. oysa bir algoritma var. Bu algoritma içerisinde çalışmak zorunda sağlık sistemi" diye konuştu. 

"BEYZBOL SOPASI SATIŞLARINDA ABD'DEN BİLE ÖNDEYİZ"

Şiddetin sadece sağlıkta değil, genel olarak toplumda çok büyük bir sorun haline geldiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Polat, "Toplumsal şiddetteki boyutumuzun, acildeki yansımasını görüyoruz. Örneğin bakıyoruz, trafikte en ufak bir tartışmada insanlar birbirleriyle kavga etmeye başlıyor. Çok ilginç bir istatistik söyleyeyim, biz beyzbol oynayan bir toplum değiliz. Ama beyzbol sopası satışları Amerika'dan sonra dünyada en çok Türkiye'de. Hepsi sadece kavga etmek, dövüşmek ve birbirini dövmek için satılıyor. Şiddet, yaşamımızın çok içerisinde ve sanki çözümün bir parçası gibi algılanıyor" dedi.

"DÜNYADA BU İŞİ ÇÖZMÜŞ ÜLKERELDE AĞIR YAPTIRIMLAR VAR"

Prof. Dr. Polat, dünyada, sağlıkta şiddeti çözmüş ülkelerdeki dikkat çeken önlemlere de değinerek "Görev başındaki bir sağlık çalışanına şiddet uygulayan kişinin, çok acil olmadıkça sağlık hizmeti almaktan belli bir süre için men edilmesi gibi bir ceza var, ki bence çok geçerli, uygulanabilir bir cezadır. Bugün, Amerika'ya baktığımızda bu var. Almanya ve İngiltere'de ise şunu yapıyorlar: Hekimlere veya sağlık çalışanlarına herhangi bir şiddet uygulandığı anda, çok hızlı bir mahkeme aşaması var ve çok da ağır cezalar uyguluyorlar. Devlet görevlilerinin, Cumhurbaşkanından başlamak üzere, mutlaka ve mutlaka bu konuda doğru mesajları vermesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Sonuçta, dünyada bu sorunu çözmüş ülkelere baktığımızda, emniyetin, hukukun, o ülkeyi yönetenlerin hepsinin birlikte, olaya bir tavır koyması söz konusu ve önlemleri almış olması söz konusu" ifadelerini kullandı.