Takaşima'nın ölümünün ardından başlatılan soruşturma, doktorun geçen yıl nisanda tam 197 saat 36 dakika fazla mesai yaptığını ortaya koydu. Soruşturma raporu ayrıca Takaşima'nın depresyon belirtileri gösterdiğini de vurguladı. Ancak Takaşima'nın ailesinin avukatları, genç doktorun aslında 207 saat boyunca mesai yaptığını ve üç ay boyunca hiç izin kullanmadığını iddia etti.

Hastane yönetimi ise denetim raporuna ve avukatların bulgularına rağmen olayla ilgili sorumluluk almayı reddetti. Tıp merkezi tarafından yapılan açıklamada, fazla mesai olarak kaydedilen zaman diliminin Takaşima'nın sürekli görev yapmadığı, aksine bazı aralıkları kişisel çalışmaları için kullandığı savunuldu.

Bu trajik olayın ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, hastane yetkilileriyle iletişime geçti. Ancak kimliği açıklanmayan bir yetkili, "Bu vakanın nedeninin fazla mesai olduğunu kabul etmiyoruz. Konuyla ilgili daha fazla yorum yapmayacağız" şeklinde konuştu.

Takaşima'nın annesi Junko ise oğlunun aşırı zorlanıp kendisine yeterli destek bulamadığını dile getirdi. Junko, "Sanırım bu çalışma ortamı onu adeta çıldırttı. Gelecekte benzer acıların yaşanmaması için doktorların çalışma koşullarının kesinlikle iyileştirilmesi gerektiğini umut ediyorum" dedi.

Bu acı dolu hikaye, Japonya'nın çalışma koşullarındaki zorlukları ve aşırı mesainin insanlar üzerindeki etkilerini bir kez daha sorgulatıyor.