Dünya çapında önde gelen ekonomi profesörleri, serbest piyasa ekonomilerinde arz ve talebin, fiyatların, faizlerin, enflasyonun ve döviz kurlarının piyasa tarafından belirlendiğini söylüyorlar. Dış müdahalelerin piyasayı bozabileceğini ifade ediyorlar.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, Türkiye şu an bu gerçekliği yaşamaktadır. Piyasanın asıl değerlerini değiştiren ve ne amaçla yapıldığı tam olarak anlaşılamayan yanlış kararlar alınarak, Türk ekonomisi ciddi bir krizin eşiğine gelmiştir. Fiyatlar kontrol edilemez hale gelmiş, enflasyon rekor seviyelere çıkmış, döviz kuru beklenmedik yüksek seviyelere tırmanmıştır. Kısacası, piyasa dengeleri alt üst olmuştur.
Tüm bunların yanında, en endişe verici olanı, sabit gelirli maaş sahiplerinin alım güçlerinin düşmesi ve geçim sıkıntısının artmasıdır. Özellikle emekliler, yaşadıkları gelir düşüşü ile büyük bir zorluk içindedirler.
Geçmiş Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, emeklilerin maaşlarına yönelik çeşitli çalışmaların olduğunu belirtmişti. Ancak, Temmuz ayında yapılan açıklamalardan sonra emekliler, umutlarını kaybetmiş durumda. Çünkü emeklilere yönelik yapılan zam oranları, adaletsizlik ve haksızlıkla anılmaktadır.
Maaşlara yapılan zam oranları arasındaki uçurum ise tam bir şaşkınlık yaratmıştır. Bazı kesime %85 zam yapılırken, diğer kesim %75, emeklilere ise sadece %25 zam yapıldı. Bu durum, mantık çerçevesinde açıklanamaz.
Türk siyaseti, gelecekteki liderlerin önemini kavramalıdır. Kariyerli, donanımlı ve liderlik özellikleri taşıyan liderler yetiştirilmelidir. Aksi takdirde, ekonomik ve sosyal sorunlar artarak devam edebilir.
Türkiye ekonomisinin bu karmaşık döneminde, emekliler en çok etkilenen kesimlerden biridir. Yapılması gereken, emeklilere hak ettikleri değeri vererek, onların yaşam standartlarını düzeltmek ve piyasadaki olumsuzlukların etkilerini hafifletmektir. Aksi halde, gelecek seçimlerde halkın tepkisi kaçınılmaz olacaktır.
Ahmet Baysan / İmza Gazetesi