Yenidoğan bebeklerin kendi belirledikleri hastanelere sevk edilerek tedavi süreçlerinin kasıtlı olarak uzatıldığı ve ihmaller sonucu 12 bebeğin hayatını kaybettiği skandal, tüm Türkiye’nin gündemine oturmuştu.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davada, 22’si tutuklu olmak üzere 47 sanık yargılanıyor. Çetenin liderleri olduğu belirtilen Fırat Sarı ve İlker Gönen’in yanı sıra, organizasyonda yer aldığı iddia edilen sağlık personelleri ve yöneticiler sanık olarak hakim karşısına çıktı. Çete liderleri hakkında 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilirken, diğer sanıklar için de ağır cezalar isteniyor.

"Hasta Entübe Süresi Uzatılıyordu"

Davada savunma yapan sanıklardan Hakan Doğukan Taşçı’nın ifadeleri mahkeme salonunu şaşkına çevirdi. Taşçı, SGK’dan daha fazla ödeme alabilmek için hasta bebeklerin entübe süresinin kasıtlı olarak uzatıldığını şu sözlerle itiraf etti:

“Hasta 3 günlük entübe ise, 10 günlük gibi gösteriliyordu. Çünkü SGK, entübe süreleri uzun olan hastalar için daha fazla ödeme yapıyor. Bu usulsüzlükle SGK’dan daha fazla para alıyorduk.’’

Yenidoğan Çetesi İlk Kez Hakim Karşısında Yenidoğan Çetesi İlk Kez Hakim Karşısında

"İlaçlar Hastalara Verilmiyordu"

Taşçı, prematüre bebeklerin tedavisinde kullanılan ve SGK’nın yüksek ödeme yaptığı pahalı ilaçların hastalara verilmediğini de dile getirdi:

“Bebeklerin akciğer gelişimini destekleyen bu ilaçlar dolaplarda birikiyordu. Çöpe gitmesini engellemek için bu ilaçları başka yerlere sattık. SGK, bu ilaçların her biri için 9 bin 500 lira ödüyordu. Böylece hastane bu ilaçları kullanmadan kazanç sağladı.”

Doktorların Etik Dışı Uygulamaları

Taşçı, bazı doktorların insan hayatını hiçe sayarak hareket ettiklerini ve bunun kendilerini de şoke ettiğini ifade etti. Bir vaka ile ilgili şunları söyledi:

 “Bir doktor, yoğun bakımda kritik durumda olan bir bebek için ‘Çek fişini gitsin’ dedi. Bu bebek, ailenin ameliyat masraflarını karşılayamaması nedeniyle yaşamını kaybetti.”

Ailelerden Fazla Ücret Alınıyordu

Savunmasında hasta yakınlarından fazla ücret talep edildiğini de itiraf eden Taşçı, çetenin bu yolla da kazanç sağladığını belirtti:

 “Hastane toplam 30 bin lira ücret talep ediyordu, bunun 20 bin lirası hastaneye, geri kalanı ise çete lideri Fırat Sarı’ya gidiyordu. Aileler, bebeklerinin naaşlarını bile ödeme yapmadan alamıyordu.”

"Yoğun Bakımları Doldurun" Talimatı

Taşçı, çetenin sistematik bir şekilde çalıştığını ve yoğun bakım yataklarının doluluk oranını artırarak kazanç sağlandığını anlattı:

 “Fırat Sarı sürekli olarak ‘Yoğun bakımı doldurun, daha fazla hasta alalım’ diyordu. Her hasta, daha fazla para demekti. Biz de usulsüz sevkler ve yatışlar yaparak bu talimatları yerine getiriyorduk.”

Mahkemede Şok Etkisi Yaratan Açıklamalar

Sanık Taşçı’nın ifadesi, çetenin işleyişine dair önemli detayları gün yüzüne çıkardı. Bebeklerin sağlık durumlarının kötüye gidişi dahi maddi kazanç sağlamak için kullanılmış, ailelerin acıları istismar edilmişti. Sanıkların ifadeleri hem mahkeme salonunda hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Ailelerin Adalet Çığlığı

Dava sürecine katılan mağdur aileler, mahkeme salonu önünde adalet taleplerini dile getirdi. Duruşmaya girebilen mağdur annelerden biri, kaybettiği bebeği için gözyaşları içinde şu sözleri söyledi:

“Evladımı toprağa verdim, bari bize yapılan bu adaletsizlik son bulsun. Bu insanlık dışı davranışların cezası verilsin.”

Adalet Beklentisi Devam Ediyor

Dava süreci devam ederken, mağdur aileler ve kamuoyu adaletin tecelli etmesini bekliyor. Sanıkların suçlamaları kabul etmemesi ve ifadelerindeki çelişkiler, dava boyunca mercek altına alınacak.