Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dördüncü duruşmasında tanık ifadeleri dikkat çekti.
58 Sanık Yargılanıyor
29’u tutuklu toplam 58 sanığın yargılandığı davada, duruşma başlamadan önce Mahkeme Başkanı, 23 Nisan’daki İstanbul depremine atıf yaparak, “Artçılar olabilir, panik yapmayın. Gerekirse masa ve sandalyelerin altına saklanın, birbirinize zarar vermeyin” diyerek güvenlik uyarısında bulundu.
“Epikrizler Doktorun Dediği Gibi Yazılırdı”
Duruşmada tanık olarak dinlenen hemşire Fulya Akbal, çalıştığı Avcılar Hospital’de epikriz (hasta taburcu özeti) kayıtlarının nasıl hazırlandığını detaylandırdı. Akbal, epikrizlerin doktorun sözlü yönlendirmesiyle sekreter tarafından yazıldığını, sekreterin doktorun talimatı dışında tek başına herhangi bir şey yazmasının mümkün olmadığını belirtti. “Ben hiç başka birinin epikriz yazdığına şahit olmadım” dedi.
“Yönetimi Şikayet Ettim, Mobbinge Uğrayıp İstifa Ettim”
Bir diğer tanık, REYAP Hastanesi’nde görev yapan doktor Sezgin Demirci ise 28 günlükten büyük bebeklerin Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesine yatırılmasını doğru bulmadığını söyledi. Durumu CİMER’e şikayet ettiğini açıklayan Demirci, “Bize çocuk yoğun bakım hastası getiriliyordu ama hastanede çocuk yoğun bakım servisi yoktu. Bu hastaların yenidoğana alınması, diğer bebekler için risk teşkil ediyordu. Üstelik çevremizde çocuk yoğun bakım hizmeti veren hastaneler vardı” dedi.
Yönetimi uyardığında “Bu konuyu kapat” cevabını aldığını belirten Demirci, mobbing uygulandığını ve sonunda istifa ettiğini söyledi.
Davada Ne Olmuştu?
Yenidoğan çetesi davasında sanıklar, yeni doğan bebeklerin usulsüz şekilde bazı özel hastanelere yönlendirildiği, SGK’dan yüksek ücretler alabilmek adına hastanede uzun süre tutuldukları, bazen bu süreçte ihmaller sonucu ölümlerin yaşandığı iddialarıyla suçlanıyor. Ayrıca epikriz raporlarında tahrifat yapıldığı, sahte nöbet kayıtları oluşturulduğu ve bazı ilaçların hastane dışına çıkarıldığı da iddialar arasında yer alıyor.
Duruşmalarda, hastanelerdeki işleyiş, hasta sevk zincirleri ve sağlık çalışanlarının karşılaştığı baskılar tek tek ortaya seriliyor. Davanın ilerleyen duruşmalarında, yeni tanık ve belgelerle sürecin daha da netleşmesi bekleniyor.
HABER GEÇMİŞİ
Duruşmada tutuklu sanık hemşire Nigar Kubilay savunma yaptı. Kubilay, doktor Fırat Sarı ile yaşadığı kişisel ve mesleki anlaşmazlıkların işine mal olduğunu öne sürdü.
“Fırat Sarı Yönetime Rest Çekti”
Başhemşire olarak görev yaptığı dönemde Fırat Sarı ile çalışmakta zorlandığını belirten Kubilay, “Yönetim bana Fırat Bey ile aynı ortamda bulunmamamı söyledi. Sonra görevime son verildi. Sarı, yönetime ‘Ya ben ya Nigar’ demiş” ifadelerini kullandı. Ayrıca, çalıştığı yeni hastanede de Sarı’nın etkisinin sürdüğünü ve bunun nedeniyle tekrar sorunlar yaşadığını iddia etti.
“Epikriz Benim Görevim Değildi”
Hasta ölümlerine ilişkin epikriz* raporları konusunda sorumluluğu olmadığını belirten Kubilay, sistemdeki eksik raporları sadece yönetime bildirdiğini söyledi. Fırat Sarı’nın mesajlarında kendisinden “Kanlı Nigar” şeklinde bahsettiğini öğrendiğini aktaran hemşire, “Bu ifadeler aramızdaki kişisel husumetin bir parçasıydı” dedi.
Mahkemede Tartışılan Ana Başlıklar
Kubilay, “Bana hasta bulun” ifadesine ilişkin olarak ise bu talebin hastane yönetimi tarafından iletildiğini savundu. Mahkeme, epikriz düzenlemeleri, bebek sevk zinciri ihlalleri ve hastane kaynaklarının usulsüz kullanımı gibi konuları detaylı şekilde inceledi.
47 Sanıklı Davada Kritik Süreç
47 sanığın yargılandığı davada sanıklar; yeni doğan bebeklerin sevk zincirini ihlal ederek yoğun bakıma alınması, SGK’dan fazla ödeme alınması, sahte rapor düzenlenmesi ve tıbbi malzeme usulsüzlükleriyle suçlanıyor. Davada, bazı sanıkların birbirini suçladığı ve çelişkili ifadeler verdiği görülürken, tape kayıtları delil niteliğinde değerlendiriliyor.
Savcının Tehdit Edildiği İddiası da Gündemde
Öte yandan, duruşmada savcı Yavuz Engin’i tehdit ettiği iddia edilen Mustafa Kemal Zengin’in de savunma vermesi bekleniyor. Mahkeme heyeti, ilerleyen duruşmalarda diğer sanıkların bebek ölümleri ve görev ihmaliyle ilgili detaylı savunmalarını dinlemeye devam edecek.
Tehdit İddiaları Üzerine Soruşturma Açıldı
Antalya Döşemealtı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 1 Şubat’ta tek kişilik hücresinde çay bardağı kırığıyla bileklerini keserek intihar ettiği açıklanan İlker Gönen’in ölümüne dair 16 Nisan 2025 tarihinde resmi soruşturma başlatıldı.
CİMER üzerinden iletilen ihbarda, Gönen’in ölümü öncesinde ciddi tehdit ve baskılara maruz kaldığı öne sürüldü. Özellikle çete lideri Fırat Sarı’nın, Gönen’in itirafçı olmasından endişe duyduğu ve bu nedenle cezaevine bir kişi göndererek kendisini tehdit ettirdiği belirtildi.
Aile Üzerinden Baskı İddiası
İhbarda yer alan bilgilere göre, Gönen’in eşi ve çocukları hakkında bilgi toplandığı, çete üyeleri tarafından gizli tanıkların kimliklerinin araştırıldığı ve bazı tanıklara ifadelerini geri çekmeleri için baskı yapıldığı iddia edildi. Gönen’in sessiz kalmasına rağmen pişmanlık duyduğunun çete içinde konuşulduğu aktarıldı.
Avukat Bağlantısı Dikkat Çekti
İhbar metninde, Gönen’in ölümünden sonra dikkat çeken bir avukat değişikliğine de yer verildi. İddiaya göre, Gönen ile daha önce anlaşmazlık yaşayan Fırat Sarı’nın avukatı, Gönen’in vefatının ardından tekrar Sarı’nın avukatlığını üstlendi. Aynı avukat hakkında, ölüm sonrası yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle 3 Şubat’ta ayrı bir soruşturma başlatıldığı öğrenildi.