Hükümet hemşirelere verdiği 3600 ek gösterge sözünü unutmuş görünürken, iktidarın gündeminde sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik yeni bir düzenleme bulunmuyor.  2018 yılında yapılan düzenleme ile sağlık çalışanlarına erken emeklilik hakkı sağlayan fiili hizmet süresi zammı yürürlüğe girmiş, bu sürenin diğer mesleklere göre düşük olması eleştirilere neden olmuştu. 

Konuya ilişkin olarak TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi veren CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, “Pek çok meslek grubunda yıpranma payı 90 gün olarak hesaplanıyor. Bu süre sağlık çalışanlarında 60 gün. Bu eksikliği giderilmesi yüce meclisimizin sağlık çalışanlarına karşı bir görevidir, vatandaş olarak da her birimizin vicdanı sorumluluğudur” açıklamasında bulundu.   

Hemşireler İçin Yıpranma Payı Hesaplama Rehberi: FHZ Nasıl Öğrenilir? başlıklı haberimiz ile hemşire yıpranma payı konusu hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

“Sağlık çalışanlarını yürekten alkışlıyoruz ama sadece alkış yetmez, çalışma koşullarını ve özlük haklarını iyileştirmeliyiz” diyen Arslan, “Polisimiz, askerimiz özveriyle görev yapıyor haklı olarak kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen 90 gün fiili hizmet süresi zammından faydalanıyor, sağlık çalışanlarımızda aynı koşullara sahip olmalıdır. Bu adaletsizliği bir an önce düzeltmeliyiz” dedi.

Arslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

Bakan Şimşek’ten ‘Vergi Borçları Silindi’ İddialarına Cevap Bakan Şimşek’ten ‘Vergi Borçları Silindi’ İddialarına Cevap

“Sağlık merkezleri 7 gün 24 saat hizmet veren, hizmetlerin devamı için nöbet sistemiyle çalışan kurumlar. Doktor, hemşire ve diğer sağlık personeli göreve başladıkları tarihten emekli oldukları güne kadar yoğun bir tempoda çalışıyorlar. Personel yetersizliği gibi nedenlerle sık sayıda nöbet tutuyorlar. Uzun nöbet saatleri büyük bir yıpranmaya sebep oluyor.

Sağlık çalışanları ağır iş koşullarının yanında mobing ve uğradıkları şiddet olaylarına bağlı olarak büyük sorunlar yaşıyor. İntihara varacak boyutta bir sorunlar zincirinden bahsediyoruz. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2015-2017 yılları arasında yani üç yıllık dönemde, 24’ü doktor, 180’i hemşire ve 227’si diğer sağlık personeli olmak üzere toplam 431 sağlık çalışanı intihar etmiştir. 2012 yılının Mayıs ayından 2019 Ağustos ayına kadar Sağlık Bakanlığı beyaz kod uygulamasına 91 bin 355 şiddet vakası bildirilmiştir. Her geçen yıl bu sayı katlanarak artmaktadır.

Bu tablo gerçekten ürkütücü ve bir o kadarda da düşündürücüdür. Bu olumsuzluklar sağlık çalışanlarına reva mıdır? Bu durumu değiştirmek toplumun ve siyaset kurumunun işidir. 

Sağlık çalışanlarının yıpranma payına ilişkin bir başka sorunsa fili hizmet zammı hesaplanırken, yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık sürelerinin bu hesaba dahil edilmemesidir. Oysa pek çok meslek grubunda bu süreler fiili hizmet süresi zammı kapsamında ele alınmaktadır.  Bu adaletsiz durum toplumun vicdanını sızlatmaktadır.

Emniyet görevlilerimiz, askeri personel ve geniş bir meslek grubu 25 yıllık çalışmalarına karşılık 5 yıl erken emekli olurken, bu süre sağlık çalışanları için 2-3 yılı geçmemektedir. Bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu ortadadır. 

Sağlıktan Tasarruf Olmaz 

Meclis Başkanlığına vermiş olduğumuz kanun teklifinin kabul edilmesi halinde, tüm bu olumsuzluklar ortadan kaldırılmış olacaktır. Sağlık çalışanlarına korona virüs mücadelesi döneminde ek ödeme yapmak palyatif bir çözümdür. Yapılması gereken özlük haklarının düzeltilmesidir, çalışma koşullarının iyileştirilmesidir. Ben yüce meclisimizin bu konuda duyarlı davranacağına, konuyu siyaset üstü bir anlayışla ele alıp bir an önce bu adaletsizliği giderileceğine inanıyorum. Sağlıktan tasarruf olmaz, sağlık çalışanlarının insanlık için taşıdığı değeri bu zor süreçte bir daha görmüş olduk.”