Bu hak, özellikle can güvenliğini tehdit eden ve önlenemez riskler içeren durumlar için yasal çerçevede açıkça tanımlanmıştır.
Yasal Dayanak: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
Madde 13 – Çalışmaktan Kaçınma Hakkı
-
Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışan, işverene başvurarak durumun tespitini ve tedbir alınmasını isteyebilir.
-
Kurul ya da işveren, derhâl karar verip durumu yazılı olarak bildirir.
-
Gerekli tedbirler alınana kadar çalışan çalışmaktan kaçınabilir ve bu sürede ücreti ve diğer tüm hakları saklıdır.
-
Tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda çalışan, prosedüre bağlı kalmaksızın işyerini terk edebilir. Bu durumda da hakları korunur.
-
Talep edilmesine rağmen tedbir alınmazsa çalışan, iş sözleşmesini feshedebilir. Kamu personeli için bu süreçte çalışılmış sayılır.
Anayasal Teminatlar
Madde 17 – Yaşama Hakkı:
Herkesin yaşam ve maddi-manevi bütünlüğü Anayasa güvencesi altındadır.
Madde 56 – Sağlık Hakkı:
Devlet, bireylerin sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmelerini sağlamakla yükümlüdür.
Bu maddelere göre, can güvenliği tehlikedeyken bir kamu personelinin göreve zorlanması Anayasa’ya aykırıdır.
İşverenin Sorumluluğu (Madde 4)
-
İşveren, çalışanların sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.
-
Risk değerlendirmesi yapmak, önlem almak, eğitim ve bilgilendirme sağlamak bu yükümlülükler arasındadır.
-
Depreme dayanıksız bir binada çalışmaya zorlanan personelin güvenlik hakkı ihlal edilmiş sayılır.
Sonuç: Görev Reddi Hakkı
-
Sağlık çalışanı, görev yaptığı binanın depreme karşı riskli olduğunu belgeleyerek bu durumu yazılı olarak işverene bildirdiğinde, gerekli tedbirler alınana kadar görev yapmayı reddedebilir.
-
Bu süreçte maaşı kesilemez, disiplin cezası verilemez, hukuki işlem uygulanamaz.
-
Bu hak sadece doktorlar için değil, tüm kamu çalışanları için geçerlidir.
🔴 Unutmayın: Can güvenliği bir tercihten öte, Anayasal bir haktır. Riskli yapılarda çalışmaya zorlanmak, yalnızca insan haklarına değil, iş sağlığı yasalarına da aykırıdır.