Tekirdağ Çerkezköy'de Gümrük Kaçağı İlaç Ele Geçirildi:

1-Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde polis, özel bir ambulansa düzenlediği operasyonda gümrük kaçağı 3 bin 200 ilaç ele geçirdi.

2-İstanbul ve Adana'da Lüks Araçları Ambulansa Çeviren Şebeke Çökertildi:

ÖTV'yi atlatmak amacıyla İstanbul ve Adana'da faaliyet gösteren bir şebeke, lüks araçları ambulansa çevirerek yurda sokmaya çalıştı. Ancak polis tarafından yapılan operasyonla şebeke çökertildi.

3-Gaziantep'teki Özel Hastane Ambulansında 20 Kilogram Esrar Bulundu:

Gaziantep'te bir özel hastaneye ait ambulansın aramasında 20 kilogram esrar ele geçirildi.

4-Bahçelievler'de Ambulans İçerisinde Uyuşturucu ve Silah Bulundu:

Bahçelievler'de gerçekleşen bir operasyonda ambulans içerisinde 2 kilogram uyuşturucu madde ve iki adet silah bulundu.

5-Kırklareli'nde Göçmen Kaçakçılığı:

Kırklareli'nde yapılan bir araştırmada, ambulansla 200 Avro karşılığında göçmen kaçakçılığı yapıldığı ortaya çıktı.

Özdemir Asaf’ın “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler” dizelerini hatırlatır gibi her şey. Sahi, neden? Neden varoluş nedeni can kurtarmak olan bir araç, kirli işlerin taşıyıcısı oluyordu?

Bu sorunun yanıtı için hem sektörün temsilcileriyle görüştüm hem de Sağlık Bakanlığı kulislerinde gezdim.

Şu bilgiyle başlayayım: Sadece İstanbul’da yaklaşık 110 özel ambulans şirketinin ve onlara ait 600 özel ambulansın olduğunu biliyor muydunuz?

Bu soru aslında sorunun da kaynağı. Zira telefonla 112’yi tuşlayıp ulaştığımız kamuya ait ambulansların dışında çok ciddi bir özel ambulans enflasyonu da yaşanıyor. O halde yeni sorumuz şu: Acaba özel ambulans şirketi kurmak çok kazandıran bir alan mı ki bu kadar çok rağbet görüyor?

Kazanmaktan ne anladığınıza bağlı. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar özel ambulans şirketinin işi gerçekten sağlık. Ancak geriye kalan onlarca özel şirket, ambulans sahibi olmanın avantajlarını suç dünyasından içeri girmek için kullanıyor. Yani, ambulans illegaliteyi legal yoldan örtüyor.

HERKESİN AMBULANSI OLABİLİR

Sorunun büyüklüğünü anlamak için bir senaryo çizeyim. Tam da şu an Türkiye’nin en bilinen satış sitelerinden birine girip “ambulans” arasanız, karşınıza 60’tan fazla ilan çıkar.

Diyelim ki birini satın aldınız. Sonra bir özel ambulans şirketinin kapısını çalıyorsunuz. Onlara diyorsunuz ki “Benim bu ambulansımı sizin şirket üzerinden ruhsatlandıralım, size de her ay bu ruhsatın kira bedelini vereyim” Anlaşıyorsunuz ve o şirket sizin yeni satın aldığınız ambulansı kendisi üzerinden ruhsatlandırıyor, logosunu da araca yapıştırıyor.

Özetle ödeyeceğiniz düzenli para dışında o şirketle bir işiniz kalmıyor. Ve nihayetinde geçiş üstünlüğüne sahip, hasta taşıma görüntüsü altında suç da işleyebileceğiniz bir çilingiriniz var. Evet, 2006’dan beri yeteri kadar güncellenemeyen yönetmelik buna izin veriyor.

16 Bin Sağlıklı Kişiye Yanlış Ameliyat! Skandalların Arkası Kesilmiyor 16 Bin Sağlıklı Kişiye Yanlış Ameliyat! Skandalların Arkası Kesilmiyor

Diyeceksiniz ki Sağlık Bakanlığı denetlemiyor mu?

Tam da burada İstanbul’a odaklanmak gerekiyor.

Zira, özel ambulans sektörünün Türkiye’deki merkezi burası. Yasalara göre bir kişi özel ambulans şirketi kurmak istiyorsa il sağlık müdürlüğü ile muhatap oluyor. Haliyle, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ambulans şirketlerine uygunluk belgesi veriyor ve onları denetliyor. Doğru, yasa “Ambulans amacı dışında kullanılamaz” diyor. Gelin görün ki neredeyse her gün bu kuralı delen bir ambulans gözümüzün önünden geçiyor.

Mahkeme tutanaklarından CİMER’e yapılan şikâyetlere, sektör temsilcilerinin isyanından Sağlık Bakanlığı’nın bu soruna bakışına kadar çok geniş bir mesele bu. Bir sonraki Arka Bahçe’de o ambulansların içinde saklananları anlatacağım.